Fıkıhçı İhsan Bulgur Hoca

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla  1943 doğumlu olan İhsan Bulgur Hoca Efendi 5 çocuk babasıdır Fatih Acemoğlu Camii Müezzini (emekli) ve ismailağa cemaatinin kıdemli hocalarından, ümmet alimlerinden muhterem bir zattır. İhtisas alanı Fıkıh ve Fetvadır ve fıkıhtaki yetkinliği İmam Mahmud Efendi tarafından tasdik edilmiştir. İhsan hoca Mahmud Efendi Hz ricasıyla bir zamanlar İsmailağa Kürsüsünden Multeka ve Siraciyye üzerinden fıkıh ve feraiz dersleri vermiş cemaatin önemli bir fetva hocasıdır. İhsan hocanın diğer bir çok hocadan farkı Takva ve Azimet ipine sıkı sıkıya sarılması, bu yönüyle İmam Mahmud Efendi hazretlerinin ilmini ihlâsını yansıtan bir ayna olmasıdır. O yüzden bir konuda Mahmud Efendi Hz’nin görüş ve fetvasını merak edenler başkasına değil İhsan hocaya müracaat ederler. İhsan Bulgur Hoca Efendi Fatih Çarşamba semtinde Acemoğlu camiinde yıllar yılı müezzinlik yapmış ve asla konumundan şikayet etmemiş, imam olmaya teşebbüs etmemiştir. Bir toplantıda “ezan okuyacağım vakit tek bir saate bakmam, en az iki saate birden bakarım” demişti ve ezanı en doğru saatte okumak için azami titizlik gösterdiğini anlatmıştı. Bu da onun Din’de ne denli dikkatli olduğunu gösteren bir işarettir. İhsan hoca o camide halka açık surette fıkıh dersleri vermiş ve nice ilim ehli yetiştirmiştir. Onun okuttuğu hocalardan nicesi şimdilerde Fıkıhta mütehassıs olmuşlar ve kürsülerde ilim ehline…

Fatih Kalender Hoca Kimdir ?

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Fatih Kalender Hocaefendi Baba memleketi Rize olan Fatih Kalender hoca 1978 istanbul doğumludur. Hoca olan Dedesi İsmail Kalender Mevlana Ali Haydar efendinin en has müridanından kıymetli bir zattır. Ali Haydar efendi Hz’nin en zor zamanlarında yanından ayrılmamış daima onun hizmetinde ve maiyetinde olmuştur. Denizlili İbrahim efendinin deyişiyle “bizler henüz yokken Ali Haydar efendi babanın yanında bunun dedesi İsmail Kalender efendi vardı. İlk yedi kişinin içindedir. Fıkıhçı Fatih Kalender hoca da dededen, meşayıhtan nasipli biri, Ali Haydar efendinin Dedesine duası ve himmetinin neticesidir adeta” Fatih Kalender hocaefendinin babası İhsan Kalender ise bir iş adamı, büyük ticaretlerin erbabıdır. Dolayısıyla Fatih hoca hem maneviyat hem de maddiyat açısından zengin bir aile ortamı içinde yetişmiş ve çocukluğu İsmailağa’da geçmiştir. “zengin çocuğu okumaz” kanaatini yıkarak bu zamanda yapılabilecek en yüksel ilmî tahsili yapmış ve bütün talebelerle örnek olmuştur. İlim Tahsili İlk hocası ve mürebbisi İmam Mahmud efendi hazretleridir. Hz Şeyh’in Fatih kalender üzerindeki himmeti aşikardır. 12 yaşlarında bir çocuk iken Arapça dini tahsilini yapmak üzere Hazret onu Ali Kara hocaefendiye gönderir ve Kalender, Ali Kara hocanın elinden ilk tedrisatını yapar ve 1994 yılında henüz 17 yaşında iken ilk icazetini alarak ilim meydanına çıkar. Erzurumlu Molla Halis Ekmen efendiden bir müddet ilim…

Namaz Kahramanları

Allah’ın yüce Adıyla Haber bu; Diyanet teklif etti ve “Namaz Molası Kanunu” nihayet çıktı. Otobüsler artık mola saatlerini namaz vakitlerine göre ayarlayacaklar. Laiklik şatosundan bir burç daha yıkıldı Elhamdülillah. Yola giden müminler için bir imtihandı namaz. Çetin bir cihad cephesi idi o niyaz. Otobüs “İman gücüyle” durdurulur, tek başına kılınırdı.. eskide kaldı. Yapanlar deftere yazdırdı, yapamayanlara da bir ah çekmek, belki o destanları okumak düştü. Bu yazı namaz kahramanlarının bir destanı. Yolculuklarda otobüste namaz vakti gelince namaz kılmak isterdik, laiklere kalsa “kaza ediversin nolacak !” Cevabımız hazırdı “Ya ben kaza etmeden otobüs kaza ederse !?” Otobüs ve kaza mı !?  Bu iki kelimeyi yan yana duymaktan korkar sus pus olurlardı. Allah’tan korkmayan bi-namaz, ölümden mezardan çok korkar. Hep bir ağızdan “aman ağzından yel alsın” derler. Bu laf bile kirli kirli laiklik kokuyor ya ! Sanki yel kaderi durduracak. Brehey gafil ! Yel de Allah’ın, Kader de Allah’ın. Kır putunu da dön artık yüzünü Allah’a, Allah’ın Şeriatına. Bu yolda büyük kahramanlar gördük, ödlek pısırıklar da. Her yolculuk bir gâzâ, ehl-i salât birer gâzi idi.. Namaz Yoluna Koyanlar Edirne’de ziyaretime gelecek kişileri bekliyorum, otobüs perona girdi herkes indi baktım bizim Mustafa hoca yok. Nerede Mustafa hoca? Dediler o az geride Havsa ilçesinde…

MUSA EFENDİ HAKKA YÜRÜDÜ

Cemaatimizin Musa Amcası Talebenin Musa dedesi Musa Bayraktar bugün Hakka yürüdü Işte onun hakkında hüsn-ü şehadet eden bazı hocalar, o zamanın talebeleri: Muhammed Yasin hoca: Neredeyse herkesin üzerinde emeği var. Güler yüzlü, hizmetkar idi.. Halit Duman Hoca: Rahmetli Hızır Efendinin daimi cemaati yol Arkadaşı ve en büyük destekçisiydi bir birlerine farklı muhabbetleri vardı. Vefatı aynı güne denk gelmesi ne güzel tevafuk olmuş. Fatih Yarar hoca: Rahmetli Hızır Efendi Musa Dedeyi çok severdi. Musa Dede Hızır Hocanın cumartesi sohbetlerini hiç kaçırmazdı. Sohbette ondan çok örnekler verirdi. Bir gün Hızır hocamız sohbette “Efendi hazretlerinin cemaatsiz hiç namaz kılmadığını, sahibi tertip olduğunu, en büyük kerametin istikamet olduğundan” bahsediyordu. “Musa Dede buradamısın” diye bağırdı. Bakın şu adama 33 senedir bir defa teheccüt kaçırmamıştır dedi.. Yani müridi bile böyle ise siz Şeyh Efendiyi düşünün.. Muhammed Yasin hoca: Kimler Musa dedemizden Efendi hz’inin sakalı şerifinden almadı ki..!? Yolda çevirir, ondan Efendi Hz’nin sakal telini isterdik.. o da cebinden bir zarf çıkarır verirdi.. Murat Taştan hoca: Musa amca garib guraba talebelerin babasıydı o zamanlar. Yani benim hatırladığım doksanlı yıllar. Ismailağa camiinde Usul-u fıkıh dersleri okunur. Efendi Hazretlerinin bizzat nezaret ettiği yıllarda Musa amca da katılırdı. Efendi hz derdi ki “herkes ilme Emsileden başlar bizim Musa efendi Usul…

Hasbi Abdülkerim Hocamız k.s

Hasbi Abdülkerim hocamızla çok hatıralarımız var. Ondan çok şeyler de dinledik öğrendik Allah razı olsun. Şu kadarını şimdilik arz edeyim. Hasbi hocamız İsmailağa camiinin resmi müezzini, Mahmud Efendi hazretlerinin en yakın vekili, İsmailAğa camiasının en ileri gelen hocası alimi idi. Müezzin olduğu yıllarda belli bir süre müezzinlik yapmış olanlara ‘sınavsız imamlığa geçme hakkı’ tanınmış ancak Hasbi hocamız Efendi hazretlerinden ayrılmamak için imamlığa gitmemiş İsmailağa Camii’nde müezzin olarak kalmıştır. Hastalığı sebebiyle mübarek kilolu idi. Bundan ötürü minareye çıkamazdı, O yüzden Caminin hemen karşısında bulunan Şark Sofrası lokantası sahibi ihvanımız filanca Amca Hasbi Hocamız yerine minareye çıkar ve kendine mahsus edasıyla ezanları yıllar boyu meccanen okurdu. Öyle ki onun sesi Ismailağa ile adeta özdeşleşmişti. Mikrofonsuz çıplak sesle ezan okumak kolay değil, çok bağırmazsan kimse duymaz, bağırsa makam yapamazsın.. Hasbi hocamız cami içinde daima müezzinlik mahfilinde oturur, kendileri ne zaman aransa camide o yerinde hazır olurdu. Efendi Hazretleri çok defa kendi yerine Hasbi hocayı kürsüye çıkarır, vaazları ona yaptırırdı. Özellikle Cuma öncesi vaazları ve bazen pazar vaazlarını ve Efendi Hazretlerinin istanbulda olmadığı birçok zaman Hatmi Haceganları Hasbi hocamız yaptırırdı. Efendi Hazretleri Hasbi hocayı okutmuş ve icazet verdikten sonra ismailağa Camii’nde talebeleri okutma işini, Arapça tefsir fıkıh akaid hadis derslerini Hasbi Hocaya tevdi etmiştir….