Regle Olan Kadını ALLAH Kovuyor mu | Başak Kablan’a cevap

Başak Kablan adında yutubır bir kadın yaptığı yutubda Caner Taslaman’a bir soru soruyor (26.dak) “Ben regle (hayız) olduğumda beni kirli kabul eden beni makamına kabul etmeyen bir Allah var ! Diyor ki “regleysen eline Kuran alamazsın abdest de alamazsın oruç da tutamazsın namaz da kılamazsın..!” Ya belki ben dua etmek istiyorum beni nasıl kovarsın! beni neden kovarsın makamından !?” diyor cahil. Caner Taslaman da “maalesef bunu birileri dine sokmuşlar” diyerek baştan bir inkar tavrı sergiliyor sonra “Kuran o (hayız) dönemin sıkıntı olduğunu ve nelerin yasak olduğunu söyler ancak böyle bir yasaktan söz etmez.. “Cinsel birliktelik yasak” der ama “namaz kılamazsınız” demez.. yani Allah (haşa) unuttu da mı onu söyledi de bunu söylemedi ?” demektedir. Yani “Kuran’da hayızlı kadın Namaz kılamaz oruç tutamaz yazmadığına göre demekki İslam’da böyle yasaklar yok, sonradan dine eklenmiş” demiş oluyor ! El CEVAP Bu yazıda her ikisine de cevap vereceğiz, Sırayla önce Başak Kablana sonra Caner Taslamana. Başak Kablan ve benzerleri Allaha dua etmek istiyorlar ve ancak İslamda regle olan kadın “dua edemez” dendiği için edemiyorlar mış ! Öyle mi ? Öyle ise sıkı durun: “Hayızlı kadın İslamda dört mezhebe göre her zaman dua edebilir. İster hayızlı olsun isterse abdestsiz olsun..” Bak işte, İslam öyle güzel…

72 FIRKA KURAN İLE SAPITTI (1)

Rahman ve Kahhar Olan Allah’ın Adıyla.. Allah’ın kitabı sapıtma kitabı değil, hidayete erme kitabıdır, yolunu bulma kitabıdır (isra:9). Ancak bu Kurana ‘Yürüyen Kuran; Muhammed aleyhisselam’ın penceresinden bakmayıp nefsanî arzu ve heves deliğinden bakanlar, Allah’ın muradını lisanına almak yerine, nefsinin muradını Allah’ın lisanıyla söyletenler Kuran ile sapıtmaya mahkumdur. (Bakara:26) Istedikleri kadar kendilerine ‘ehli kuran! desinler, ‘indirilmiş dinci! desinler.. Tarihte Müslümanların yolu Ehli Sünnet’ten (Nisa:115) ayrılıp cehennem yoluna sapan 72 islâm fırkalarının tamamı Kurancılık iddiasında olmuştur. Hepsi de Kuranı başucu kitabı yaptıklarını söylemişler ve ancak Allah Rasulünün nurlu Hadislerini arkalarına attıkları için haktan ve Kurandan sapmışlardır. (Enfal:42) Işte Kuran ile sapıtanların örnekleri: • Hariciler: İşit’in ataları olan hariciler çok kuran okuyan çok ibadet eden, kelimenin tam anlamıyla halisane Kurancı bir firka idi. Bunlar Hz Aliyi haşa tekfir ederken Hz Alinin Kur’an ile amel etnedigi gerekçesini one sürmüşler, Hz Ali buna son derece kızarak “Kuran Benim” demek zorunda kalmıştır. • Yine Hz Alinin karşısına Amr b As komutasında çıkan ordu Hz Ali taraftarlarını şaşırtmak için mızrakların uçlarına Kuran sahifeleri saplamışlar, Hz Ali’nin içtihatlarına karşı güya Kuran ile karşılık vermişler idi. • Mutezile: Bugünkü reformist, indirilmiş dinciler’in ataları olan ‘Mutezile fırkası’ da Hadislere değil yalnız Kuran’a ve akla öncelik veren bir tayfa idi. Kuranı…

Diyanet Takvimi mi Gözle Gözlem mi ?

Allahın Adıyla… Her Ramazan ayı tekrar eden tartışma: Süleymaniye Vakfı içinde yuvalanan basit ve küçük bir fırka belki adını duyurmak için koskoca Diyanete karşı çıkıyor, ve Diyanetin işin uzmanı bilim adamları ve gelişmiş teknolojiyle yaptığı İMSAK hesabının hatalı olduğunu iddia ediyor. Bunlar Kuran’ın oruç ile ilgili “Beyaz hayt ufukta siyah hayttan sizce belirgin oluncaya kadar sahurda yiyin” Ayetinde belirtilen ‘belirgin olma’ nın insan gözüyle görebilecek bir belirginliktir, dolayısıyla Diyanetin hesaba dayalı takviminde yazılan imsak saatinde o beyazlık gözle görülmediği için henüz imsak olmamıştır, gerçek imsak şu kadar saat daha geç başlamaktadır, dolayısıyla Diyanet millete fazladan oruç tutturmaktadır” diyorlar. SORU: Bizler bu konuda ne yapmalıyız kime itibar etmeliyiz ?   CEVAP: Tabi ki Diyaneti dinlemeliyiz. Diyanetin hesabı, takvimi Türkiye müslümanlarını dinen bağlayıcı tek unsurdur. Çünkü RAMAZAN, KURBAN, BAYRAM, HACC, CUMA NAMAZI, CİHAD gibi bütün toplumu ilgilendiren dini ve milli konularda o toplumun Müslüman idarecisi yetkilidir. Yetkilinin kararı hatalı bile olsa mutlaka uyulmalıdır. Türkiyede idare Hükümet tarzındadır ve Hükümet bu yetkisini DİYANET’E devretmiş olduğu için Müslümanların itaat etmek zorunda olduğu tek merci Diyanet olmuştur.  Allah Kuranda Müminlerin yolundan ayrılanı şiddetle kınar ve Cehennem ile tehdit eder. Misa:115   Peygamber efendimiz de cemaatten ayrılmayı katiyetle yasaklar, birlik içinde hareket edip başımızda olan mümin idareciye*…