Tarikatın İstiklalimiz için Önemi

12 Mart 2024

Bismillahirrahmanirrahim 

Ehli sünneh vel Cemaat

..ve ulu-l emre de itaat edin” Çekişmeye düşmeyin”

“kim cemaatten bir karış ayrılırsa İslam halkasını boynundan çıkarmış olur” Gibi bir çok ayet hadis cemaat içinde kalmayı cemaatle hareket etmeyi emreder.. Cemaatten ayrılanlar fırak-ı dalle (sapmış guruh) olarak tanımlanır.. Burada cemaatten kasıt elbette Türkiye tipi dini cemaat ve tarikatlar değil. Ancak bu tarikatlar -bir takım muhalif akımların estirdiği algının aksine- müminleri o istenen cemaate, cemaatle harekete en iyi kanalize eden eğitim merkezleridir.

Hani “bu cemaat ve tarikatlar ümmeti bölüyor müminlerin birliğini bozuyor parçalıyor..!” gibi laflar duyarsınız ya! Bu lakırdılar katmerli bir yalandan ibarettir.

Aksine cemaat ve tarikatlar dağılmış parçalanmış ümmeti bir nebze tutan bir araya getiren dini bölükler alaylardır. Bugün Türkiye’de eğer bu millet toptan Hıristiyan olmadıysa toptan ateist deist veya ataist kemalist olmadıysa bunu tarikat/cemaatlere borçludur. Bu şeytan ordusunun hizipleri bakın Türkiye’de varlığından en ziyade müşteki ve rahatsız oldukları oluşum dernek takım parti değil cemaat ve tarikatlardır. O yüzden bütün mücadeleleri tarikatlara karşıdır

O yüzden bir cemaatte bir tarikatta eğer menfi bir olay olsun pireyi deve yaparlar günlerce gündemde tutarlar derhal filim ve dizilerine o konuyu işleyerek milleti tarikattan soğutmak için var güçleriyle çabalarlar. Buna karşılık ABD epistein adası denen fuhuş cehenneminde işlenmiş melanetleri gazete kanallarında konu bile etmemişler Türkiyede gündem bile olmamıştır.

Bu zavallı milletin nasıl uyutulduğunu ve uyku arasında ne tür serumlar hülyalar nefretler beynine empoze edildiğini anlayın. Uyutma ve kandırma aracı sadece tv sosyal medya değil. Öncelikle okul mill! Eğitim batının mutlak üstünlüğünü uygarlığını ön kabulle eğitime başlayarak ilk günden ümmet evladını zehirlemektedir

 Mevzumuza dönersek..

Türkiye’de cemaat ve tarikatların güçlü olması bir nevi Türkiye Müslümanlarının sigortası teminatıdır. Bugün Arabi ülkelerde olmayan, çok zayıf olan şey işte bu Türkiye örneği tarikat yapılanlarıdır. Eğer Irak’ta böylesi güçlü Tarikatlar olsaydı ABD işgal edemez ülkeyi teslim alamazdı. Mısır’da Suriye’de güçlü Tarikatlar olsaydı hakeza düşman eline teslim olmazlardı. Arabî ülkelerde yaptıkları en büyük tahribat işte o şeyh-murid bağını koparmak, herkesi birer birey kalabalık bir hiç yapmak olmuştur.

Türkiye için istenen de bu: Şeyhsiz tarikatlar..! veya parçalanarak gücünü içinde tüketen, kendini yiyen tarikatlar !

Suriyeli kardeşler Türkiye’ye yeni geliyordu Bayrampaşada bir bodrumda sohbete başladık bunlardan bir hoca merakından iştirak etti o Bodrum dolmuş ve iki saat soluksuz firesiz sohbeti dinlemişti arkadaşlar. Suriyeli hoca manzarayı görünce şaşırdı ve “Suriye’de olsan değil bir mahalle imamı, allame olsan millet böyle toplanmaz böyle oturup seni dinlemezler”  dedi. o zaman içimden demiştim “işte anlaşılıyor bazı musibetler neden başımızdan eksik olmuyor..! inna lillah..

Burada Suriyeli hocalara aynı şeyi söylüyorum Bodrum değil, alın size koskoca cami toplayın şu Suriyeli kadınları adamları çocukları başıboş cahil kaldılar toplayın vaaz edin.. yok olmuyor din için ilim vaaz için toplanmıyorlar..!

Mısırda ihvan hareketi var ya.. demeyin. ihvan hareketi maalesef ilk safiyetini koruyamamış siyasi bir oluşuma evrilmiştir. Mısır’a Ezher üniversitesine okumaya giden bir arkadaşın izlenimi böyle oldu “Türkiye’deki gibi dini faaliyet yürüten cemaatler burada söz konusu değil” demiştir.

Arabi ülkelerde bir şeyhe biat etmek öyle hafif bir şey ki.. bir teberrük algısından ibaret. her fazıl gördükleri zatın elini tutabilir biat ettim zannedebilirler. O yüzden onlardan dünyaca mühim bir alim Mahmud Efe hz’den biat isteyince şeyh efendi tereddüt etmiş “Bu Araplar aldıkları dersi yapmazlar” diyerek ona tarikat dersi dışında basit bir vird vererek gönlünü hoş etme yoluna gitmiştir

Aksine Afganistan’da durum.. tam bir tarikat disiplini içinde organize olmuş Molla Ömer RAh liderliğinde hocalar talebeler (TALİBAN) medreseler mevcudiyetlerini muhafaza edebildikleri için 20 sene sonra da olsa düşmanın istilasını püskürtmüş ve ülkelerini şeref ve namuslarını koruyabilmişlerdir.

ABD istilası süresince dağlara mağaralara çekilen bu hocalar talebeler Şeriat ilimleri tedrisatına devam ettiler ve molla Ömer liderliğinde ABD’ye karşı kıyam ederek muzaffer oldular.

Bu Molla Ömer’den Mahmud Efendi hz her daim hayır dua ile övgüyle bahsetmiş gönlü onunla onun mücadelesiyle birlikte atmıştır.

Keza Pakistan da güçlü cemaat ve tarikatlar çıkarabilmiş önemli İslam ülkesi.

Mevlana İlyas Kandehlevi ra liderliğinde teşekkül eden Tebliğ cemaati bugün bütün dünyada faaliyet yürüten önemli bir dini Sünni hareket Allah muhafaza buyursun.

Yapılan tahlilde görülen şey Arabi müslümanları öylesi meşayıha bağlanmaktan alıkoyan, biat etmekten mustağni kılan şey herhalde “biz arapız, biliyoruz, Kur’an Hadis bizim lisanımız, bir şeyhe dini lidere ihtiyacımız yok!” algısı.

Arabî ülkelerde tutan bu aşı şimdi global aktivistler eliyle bizim ülkede de vurulmaya çalışıyor “Kur’an tercümesi(!) oku dinini kendin öğren, kendin yaşa! ağzı süt sigara kokan zibidi sen paşasın paşa!!”

isa Erdoğan 

Bu yazımız 59 kez okundu. Bugün: 0

Yorum Yapılmamış

Bir Yorum Yazın